Yurt dışına açılmak

Almanca, hem ana dili olanlar hem de sonradan öğrenenler için kafa karıştırıcı olabilir. Üç çeşit cinsiyet (dişi, eril ve nötr), sonsuz sayıda birleşik isim, dört gramatik hal, kelimeleri çoğul yapmak için çeşitli yollar, belirli cümle dizilimi, noktalı harfler ve diğer dillerle yazılışı ortak anlamı farklı birçok kelime vardır.

Fakat Almancada İngilizceden daha az istisna vardır, kuralları öğrendin mi karşına çok az sürpriz çıkar.  Fakat Almancanın bazı adeta çevrilemez kelimeleri, en profesyonel çevirmenlere bile zorluk çıkarır.

İşte en karmaşık beş kelimemiz, görünürdeki anlamları ve gerçek anlamları.

Muskelkater [ˈmʊskl̩kaːtɐ]

Kelime Anlamı: kas mahmurluğu

Akla gelen şey ilk anlamı olsa da, bu kelimenin fazla alkol tüketmekle hiçbir alakası yok.  Anlamı fiziksel (muhtemelen bilinmeyen) bir gerilme hareketi sonrasındaki çektiğiniz acı, genellikle de spordan sonra.

Bu his etkisini hemen değil, birkaç saat sonra gösterir.  Bütün vücut ağrır ve bir ölçüde de hareket edemeyeceğinizi hissedersiniz.  İngilizcede bu genellikle “sert ve hassas hissetmek” ya da daha resmi olarak “geç başlayan kas ağrısı” şeklinde ifade edilir, Almancada sadece bir kelime olması gerçekten çok daha kullanışlı.

Feierabend [ˈfaɪ̯ɐˌʔaːbn̩t]

Kelime Anlamı: kutlama akşamı

Aslında bunun anlamı tatilden önceki akşam fakat sonradan tanım, işten çıktığınız ve boş zamanınızın tadını çıkarmak için özgür olduğunuz zamanı ifade etmeye başladı.

Gerçek bir kutlama da içerebilir ama normalde içermez; evde vakit geçirmek de buna dahildir.  Çoğu insan için günün en güzel vaktidir, bu yüzden bunu tanımlayan bir kelime mantıklı olmuştur.

Vorführeffekt [ˈfoːɐ̯fyːɐ̯ʔɛˌfɛkt]

Kelime Anlamı: sunum efekti

Kart numarası veya müzik yapmak gibi bir uğraşla, o şey mükemmel olana kadar pratik yaptığınızı düşünelim.  Sonra bunu başkasına gösterdiniz ve sonuç felaket – işte bu ‘Vorführeffekt’.

Hepimizin başına illa ki gelmiştir, başka biri izlediği için yaptığınız işte problemler çıkar ve siz zor durumda kalırsınız.  Tek başına kaldığınız anda ise her şey pürüzsüz bir şekilde işler.  Sinir bozucu!  Buna en yakın deyiş ‘Murphy Kanunları’dır (eğer bir şeyin yanlış gitme ihtimali varsa, o şey yanlış gider).

Hitzefrei [ˈhɪʦəˌfʀaɪ̯]

Kelime Anlamı: sıcak olmayan

Yaz boyu her öğrenci bu kelimeyi söyleyebilmeyi dört gözle bekler.  Anlamı, aşırı sıcaktan dolayı okulun erken bitmesidir (fakat sadece 10 veya 11. sınıfa kadar).  Diğer bir deyişle, dış etkenler, öğrencilerin konsantre olmasını ve katılım göstermesini etkilediği için dersler devam edememektedir, bu yüzden gitmekte serbesttirler.

Birçok öğrenci ‘Hitzefrei’ sayesinde arkadaşlarıyla bir öğleden sonra yüzmeye veya dondurma yemeye gidebilir.

Bazı durumlarda bu konsept iş yerlerinde bile uygulanır.

Jein [jaɪ̯n]

Kelime Anlamı: evet/hayır

Bu kelime, Almancanın evetini (ja) ve hayırını (nein) tek kelimede birleştirir.  ‘evet ve hayır’, ‘belki’, ‘az çok’ anlamlarına gelebilir ve reddetme ya da kabul etme açıklamasından önce gelir.

Söyleyenin tam bir yanıt veremediğini veya vermek istemediğini gösterir.  Şaka yaparken de kullanılabilir ama kesinlikle belirsizlik anlamına gelir.  Örneğin “Çevrilemez kelimeler var mıdır?” için jein cevabı verilebilir – bu soru üzerinde herkesin farklı bir düşüncesi vardır, bazıları “evet, vardır”, diğerleri ise “hayır her şey çevrilebilir” der, bu yüzden cevap tek kelime ile : jein!

Share this :